ABD’de ele geçirilen ve iade edilen 12 tarihi eser

-

Anadolu topraklarından kaçak kazılarla çıkartılıp, ülke dışına kaçırılan 12 adet tarihi eserimiz, 50 yıl sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın çabalarıyla ait oldukları topraklara geri döndü. Ve bugünden itibaren Antalya Arkeoloji Müzesi’nde ziyaretçileri ile buluştular. Yazıya ve eserlerin detaylarına geçmeden kendi adıma bu iade için emeği geçen önce T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere herkese çok teşekkür ederim.

Ülkeye Nasıl Geri Döndüler?

Eserlere geçmeden önce bu eserlerin ülkemize dönmeleri için verilen uğraştan bahsetmek istiyorum. İlk olarak bilmemiz gereken, bu eserlerin tamamının ABD yetkili makamları tarafından yürütülen bir operasyon sonrası ülkemize edildiğini. ABD’de tarihi eser kaçakçılığı alanında yürütülen soruşturmalar kapsamında ele geçirilen eserlerin Anadolu topraklarından kaçırıldığı T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ABD resmi makamlarına bildiriliyor. 

Daha sonra bu iddianın gerçekliğini kanıtlamak için bakanlık binlerce arşiv, gazete ve akademik yayını arıyor, tarıyor ve bu söz konusu 12 eserine Anadolu topraklarından kaçak kazılarla çıkartılarak ülke dışına çıkarıldığını belgeliyor. Ve bu bilgiler ışığında da ABD yetkili makamları bu eserlerin bize ait olduğunu kabul ederek eserleri bize iade ediyor. Hatta bu eserler bugün Antalya Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmeye başlandı ve açılışta ABD Büyükelçisi de yer alıyordu. 

Tarihi eserlerin iadesi çok meşakkatli ve uzunca bir süreç. Tahmin edersiniz ki her ülke de elindeki eserler için “haklısınız ya bu sizin topraklardan çıkmış, buyrun sizin olsun” demiyor.

Eserlerin Ortak Noktası

Ülkemize iade edilen 12 eserinde iki tane ortak noktası var. Birincisi iadesi sağlanan 12 eserin dokuzu Shelby White koleksiyonu üzerinde gerçekleştirilen soruşturma kapsamında el konulan eserlerden oluşması. İkinci olarak, 12 eserin tamamı kaçak kazılarla ele geçirilip kaçak yollardan yurt dışına kaçırılmış. Bu bilgileri de verdikten sonra eserlerin detaylarına geçebiliriz. 

1- Septimus Severus Heykeli

Fotoğraf Yahya Çoşkun’a ait.

Bu heykel MS 2-3 yüzyıllara tarihlenen, gerçek boyutlu bir bronz heykel. Bu eser bir süre Metropolitan Müzesi’nde ödünç olarak sergilenmiş olan nadir ve önemli bir eser.  Burdur İli, Gölhisar İlçesi İbecik Köyü’nde bulunan Boubon Antik Kentinde 1960’lı yıllarda yapılan kaçak kazılarda elde edilir ve yurtdışına kaçırılır. Prof.Dr.Jale İnan ve daha bir çok bilim insanı, akademik yayınlarında bu heykellerin Boubon Kentinden olduklarını kanıtlamışlardır. 

M.S 193-211 yıllarında hüküm sürmüş olan Roma İmparatoru Septimus Severus’a atfedilen heykel günümüze kadar ulaşabilmiş insan boyutundaki nadir heykellerden biridir. Bu heykeli nadir kılan en büyük özelliği, antik dönem bronz döküm heykellerinin birçoğu zamanında eritilip başka alanlarda kullanılmış olduğundan günümüze ulaşabilen ender parçalardan biri olmasıdır.

2- Tetrarkh başı

Fotoğraf Yahya Coşkun’a aittir.

Perge kökenli bir tetrarkh (yönetici) başı, 50 yıl sonra vücudu ile tekrar buluştu. Bugüne kadar başı olmadan müzede sergilenen bu heykel artık tamamlandı. Şimdi aranızda nedir bu tetrarkh diyenlerini olabilir, hızlıca özet geçeyim. 

Tetrarkh Ne demek? 

Roma İmparatorluğu döneminde “Tetrarşi” ya da “Tetrarkh” terimi, iktidarın dört kişi tarafından paylaşıldığı bir yönetim biçimini ifade eder. Bu sistem, 293 yılında Roma İmparatorluğu’nun doğu ve batı bölgelerini yönetmek için İmparator Diocletianus tarafından kuruldu. Bu sistemde, iktidar iki Augustus (yüksek imparator) ve iki Caesar (alt imparator) arasında paylaştırılmıştı. Augustuslar ve Caesarlar, belirli bölgeleri yönetmekten sorumlu oldular ve bu bölgeler arasında sık sık yer değiştirdiler.

Tetrarşi, Roma İmparatorluğu’nun bölünmesine ve daha sonra Doğu ve Batı Roma İmparatorluğu’nun oluşumuna yol açtı. Bu sistem, Roma İmparatorluğu’nun yönetiminde önemli bir dönüm noktasıydı ve Roma tarihi üzerinde önemli etkilere sahipti.

3- Ana tanrıça heykelciği 

Fotoğraf Yahya Coşkun’a aittir.

MÖ 6. bine tarihlenen bu heykelcik,  Burdur’daki Hacılar köyü sınırları içerisinde yer alan Hacılar Höyüğü‘nden çıkarılan pişmiş toprak bir eser.  Ana tanrıçaların, Anadolu’da tarih öncesi çağlarda tanrılar aleminin en üstünde yer alan, doğumu ve üremeyi, çoğalmayı temsil ettiği düşünülürdü. Ana tanrıçanın tasvirleri olduğuna inanılan bu insan figürinleri, Hacılar’ın en etkileyici buluntu grubu arasında yer almaktadır.

4- Çatalhöyük ana tanrıça figürini

Fotoğraf Yahya Coşkun’a aittir.

MÖ 6. bine ait, Konya Çatalhöyük kökenli bir heykelcik. Bu eser ana tanrıça kültünün başlangıcı ve zamanın inanışları hakkında önemli bilgiler vermektedir. Pişmiş toprak ve taştan yapılmış olur bu tip ana tanrıça figürinleri 5 ila 15 cm arasında değişen büyüklüklerde yapılmaktadır.  Ana tanrıçalar bolluk ve bereketi temsil ederler. 

5 -Kilikya tipi idol

Fotoğraf Yahya Coşkun’a aittir.

M.Ö 5. bin yıla ait Kilikya tip bir idol. Kilikya tipi idollerinde yaşlarının günümüzden 6000 yıl öncesine gittiği tespit edilmiştir. Bu tarihi eser Shelby White koleksiyonundan el konulan bu eserlerden biridir. Hem bütün olması hem de 18 cm’lik ebatıyla diğer Kilikya tipi idoller arasında öne çıkmaktadır. Sanat tarihçiler bu idollerin modern sanata ilham kaynağı olduğunu ifade etmektedir. Bu eserler, hem arkeolojik eserlerin günümüz sanat hayatına katkısı hem de ait oldukları dönemin dini ve sosyal hayatı hakkında önemli bilgiler vermektedir.

6 – Vazo

Fotoğraf Yahya Coşkun’a aittir.

MÖ 2. bin yıl Doğu Anadolu Yayla kültürüne ait pişmiş topraktan bir vazo. Daha çok mezarlık alanlarda bulunan bu vazolar çeşitli form ve ebatlarda olabilir. Ankara’daki müzede bu tip vazoları görebilirsiniz. 

7 – Boğa arabası 

Fotoğraf Yahya Coşkun’a aittir.

MÖ 3. bin yıl sonu ile 2. bin yılın başına tarihlenen bronz bir boğa arabası. Şanlıurfa‘da bulunan Abamor Höyük‘ten kaçak kazılarda çıkarıldığı tespit edilmiştir. Mezar hediyesi, oyuncak veya tanrılara sunulmuş objelerden olabileceği düşünülmektedir. 

8 – Vazo

Fotoğraf Yahya Coşkun’a aittir.

MÖ 6. yy‘a ait Muğla Milas Hydia Antik Kenti‘nden kaçak kazılarla çıkarıldığı tespit edilen seramik grubuna ait bir vazo. Karia bölgesine özgü geometrik ve doğu esinli bir vazo.  Ne yazık ki Hydia Nekropolisi’nden (mezarlığından) kaçak kazılarla çıkarılan pek çok eser yurt dışına kaçırılmış. 

9 – Roma Askeri Diploması 

Fotoğraf Yahya Coşkun’a aittir.

MS 1-3 yy’a tarihlenen bir askeri diploma. Roma Cumhuriyet döneminden başlayıp Roma İmparatorluk dönemi sonuna kadar Anadolu ve yakın coğrafyasında kurulan Roma askeri lejyonlarında görev yapan, Roma vatandaşı olmadıkları halde Roma ordusunun bir parçası olarak savaşan askerlere emekli olduklarında verilen belgeymiş. Bu askerler “diplomata militaria” adı verilen bu bronz tableti 25 yıllık bir görev sonucunda almaya hak kazanıyorlarmış. 

10 – Bir rahibe ait olduğu düşünülen büst 

Fotoğraf Yahya Coşkun’a aittir.

MS 3. yüzyıla tarihlenen bezemeli çelenk takan bronz portre. Kendisinin imparator kültü rahibi ya da yarış düzenleyen kişiye ait bir büst olduğu düşünülüyor. Bu tip çelenk takan rahip heykelleri, o dönemlerde Anadolu’ya özgü bir gelenekmiş.

11- 2 adet heykel başı

M.S. 3 yüzyıla tarihlenen Perge tiyatrosundaki kaçak kazılarda ortaya çıkarılıp yurt dışına kaçırıldığı düşünülüyor. Halen Antalya Müzesi’nde sergilenen başsız imparator heykellerine ait oldukları düşünülüyor.

12 – Bronz Kol

Fotoğraf Yahya Coşkun’a aittir.

MS 2.3 yüzyıla tarihlenen ve Boubon Antik kenti kökenli olduğu kanıtlanan bronz bir heykel kolu da iade edilen eserler arasında yer alıyor.

Bir Cevap Yazın