Belgrad Gezi Rehberi

-

Merhabalar efendim, 2 günlük Belgrad gezi rehberi tadında bir yazıyla karşınızdayız. Soğuk bir kış günü çevirdik rotayı Sırbistan’ın başkenti Belgrad’a. 2 günde Belgrad’da nereler gezilir, neler yenilir içilir hepsini hem burada hem alt tarafta bulunan YouTube Belgrad gezi videomuzda anlattık. İsteyen okusun, isteyen çayı kahveyi kapıp izlesin. Bu arada ben Buket 🙂

Bu yolculuğumuzda İstanbul Havalimanı’ndan Belgrad’a uçacağız. Sizde uygun fiyatlı uçak bileti arıyorsanız buradan ucuz Belgrad uçak bileti bulabilirsiniz.

Yeni havaalanı cidden çok büyük. Evet kapıya gitmek için 363468km yol yürümüş olabiliriz, evet mesafeler uzun ama ne güvenlikte ne pasaportta sıra bekledik. (tabi bunda Aras Beyciğimin de katkısı büyük, kendisi beybi sınıfından olduğundan hep torpilli hep bir adım öndeyiz. Yaşasın bebekle seyahat) Ama yine de havaalanı çok büyük, kalabalık sizi yormuyor diyebilirim. Bunlarda artıları yani… Otopark demişken bilmeyenler için ufak bir ipucu verelim, yeni havalimanında otoparka giriş yaptıktan sonra bir saat içinde kısa süreli abonman bilet alabilirsiniz. Detaylı bilgi için buraya bakabilirsiniz.

Ocak ayında “hava bızzz“, “bir tarafların donar yavrum“, “sen gittin madem, el kadar bebeni de sürükleme“, diyen ebeveynlerimizi dinlemeden sabah 08:15 uçağıyla hoop Belgrad’a. Belgrad’a indiğimizde saat yine 08:15’di. Yoo, zamanda geri gitmedik, Sırbistan ile Türkiye arasında 2 saat fark var. Orada saatler Türkiye’ye göre 2 saat geride.

Belgrad’da Konaklama

Akıllardaki en önemki sorulardan bir tanesi, Belgrad’da nerede kalınır? Biz Booking‘den apart tuttuk. Sahibi çok tatlı, bizi havaalanında karşılıyor. Bebek var diye transfer de istedik, ücretimiz 18 euro. E bebek var, totomuz donmasın. Bu arada arabayla havaalanı ev arası 25 dk sürdü.

Hoop arabada uyuyan Aras gözlerini evde açtı ☺ Şiddetle tavsiye edeceğim evden bahsetmem gerekirse; biz öncelikle Aras daha 10 aylık olduğu için yemeklerini yapma kolaylığından dolayı ev tercih ettik. Evde ocak, fırın, su ısıtıcı, kap, tava her şey mevcut. (Ancak anneler size sesleniyorum; kaplar aşırı kullanımdan biraz çizikti, yine de bebek için minnak bir tava valize atmakta fayda varmış.)

Ev sıcacıktı, ev sahibimiz bizi her konuda bilgilendirdi. Yatak aşırı rahattı, wifi jet gibiydi, tuvalet çok temizdi, ay anlayın artık harikaydı işte ☺ Ah az kalsın unutuyordum, kaldığımız apart Victor Luxury Suites. Kahvaltı dahil olan apartımızda, ev sahibimizin bize verdiği kartlarla eve çok yakında olan bir restaurantta çok dev omletler, kaymaklar ve yoğurtlar yiyerek güne başladığımızı da söylemem lazım. Aras’ın kahvaltısını evde hazırlayıp yedirdim, ama bizimle de yoğurtların tadına baktı kendisi ☺ Bu arada konum olarak da 10 dakika gibi bir yürüme ile Knez Mihailova’ya varılan bir noktada. Siz otelde kalmak isterseniz yine bu civarı tercih edin derim. Ama Belgrad yürünerek gezilecek bir şehir olduğundan sıkıntı yaşanacağını düşünmüyorum. 

Belgrad Resmi Para Birimi

Sırbistan’ın resmi para birimi Sırbistan Dinarı’dır. Sizi fazla yormadan özet geçeyim; Ocak 2020 itibariyle 100 Sırp Dinarı (RSD) yaklaşık 5,5 TL ediyor.

Belgrad’da Yemek

Nerede ne yedik, aşağıda anlattım, YouTube kanalımızdaki videoda da var. Ama rehber olsun açısından kabaca bir bakalım:

Bu topraklarda senelerce Osmanlı’da kalmış, o yüzden çoğu yemek ismi Türkçe ve Sırplar yemek yemeği çok seviyor. Hal böyle olunca lezzetin dibine vuruyorsunuz. 

Cevapcici: İnegöl köftesine benzer köfte, harika.
Pljeskavica: Hamburger köftesine benzer köfte.
Ajvar: Kırmızı biberli ekmek üstüne sürüp yenilecek harika bir meze.
Kajmak: Cevapcici, küfte gibi et ürünleri yanında da servis ediliyor.
Sırp salatası: Çoban salatasına benziyor.

Çorba, dolma, börek, sarma, güveç, İşkembe Çorbası (Škembići) pilav, köfte (ćufte) gibi yemek isimleri Türkçe. Birçok Türkçe isim tatlılarda da var. Baklava, sütlaç (sutlijaš) ve lokum (rahatluk ya da ratluk) vb. Kahve derseniz Turkska kafa yani Türk kahvesi geliyor. 

Belgrad’da Gezilecek Yerler

İki günde Belgrad başlığı da atabilirdim; çünkü, üç günümüz vardı ama ilk gün yağmur gökten Türk filmlerindeki gibi tepemize kovayla yağdığı için Mert kamerayı değil cebinden telefonunu zor çıkardı ve ilk gün herhangi bir video çekilemedi.

Neyse ilk gün keşif yapıp, dolandık, ikinci gün yani gezinin aslında ilk gününe gelirsek detaylandıralım haydi:

Birinci Gün:

Kalemegdan- Knez Mihailova- *Kafeterija’da kahve keyfi- Sırbistan Ulusal Müzesi ve Müzenin olduğu Cumhuriyet Meydanı- *To Je To’da yemek molası- Skadarlija- Aviator’da kahve.

İkinci Gün:

Aziz Sava Katedrali- Nikola Tesla Müzesi- Taşmeydan- *Taşmeydan’da bir kahve molası-Parlamento Binası- Hotel Moskva ve Terazije Meydanından bir yürüyüş- *Manifaktura’da yemek

>> Belgrad’daki tüm aktiviteleri buradan inceleyebilir ve rezervasyon yapabilirsiniz. <<

Birinci Gün

Kalemegdan

Burası şehrin manzara noktası diyebilirim. Knez Mihailova caddesi bitiminde karşıya geçince parktasınız. Kalemegdan, Belgrad’ın kalesi ve kalenin etrafında parkın bulunduğu, Eski Şehir alanına dahil olan bir yer. Belgrad Kalesi, Kanuni Sultan Süleyman döneminde, 1521’de Osmanlı toprağına katılmış.

Park turistik ama keyifli. İçerde Fransa’ya şükran anıtı, İstanbul Kapısı, askeri müze, çocuk parkı, saat kulesi, hediyelik eşyacılar, Damat Ali Paşa’nın türbesi gibi görülmesi gereken yerler var. Tuna ve Sava nehirlerinin buluştuğu noktadaki kaleye giriş ücretsiz ancak askeri müze ücretli. Parkta keyifli bir yürüyüş yapın, ağaçlarda fır fır dönen sincaplara da bakmayı unutmayın ☺

Knez Mihailova Caddesi

Burası mağazaların, kafelerin, restoranların çokça olduğu, sadece yayaların girebildiği popüler bir cadde. Sanırım Belgrad’a gelmişken burada yürümedim, diyen yoktur. Varsa iddialaşıyordur, inada gerek yok.

Bu caddeye açılan küçük alışveriş merkezine de teşekkürü borç biliriz. Zira en alt katındaki marketten Aras’a zeytinyağı, minik bir tava (hani odadaki çok çizikti), meyve aldık ve çok hayat kurtardı. Caddeyi turlarken alışveriş yapabilir ve kahve içip dinlenebilirsiniz. 

Booking.com

Kafeterija

Sanırım bir iki noktada daha var ama ben bu Knez Mihailova caddesindekinden bahsedeceğim. Çok büyük bir kafe. Giriş katında sadece Iqos içilen, ama üst katlarda sigara içilen, kahveleri güzel bir kafe. Dinlenip yayılması gereken bir gezginin ihtiyacı olan geniş kanepeler mevcut. Alt kat duman altı değildi ve havalandırma gayet iyiydi. Bizde kanepelerinde Aras ile emekleyip oyunlar oynayıp kahvemizi içtik.

***Bizim bebeğimiz olduğundan tabi bu Belgrad’da tüm mekanlarda kapalı alanlarda sigara içilmesi konusuyla baya cebelleştik, yeri geldi caaanım harika yemeklerin olduğunu düşündüğümüz bazı restaurantlara giremedik. Belgrad kaybetti ama biz ne yapalım ☺

Sırbistan Ulusal Müzesi ve Cumhuriyet Meydanı

Kahve içtik dinlendik, dalgalandık da durulduk. Aras bu arada uyurken müzeye de girmek istedik. İçeriye bebek arabasıyla girerken çok yardımcı oldular. Engelliler ve bebek arabalılar için asansör kullanımı sağlıyorlar. Müze Cumhuriyet Meydanı’nda yer alıyor ve Sırbistan’ın en eski ve en büyük müzesi. Picasso, Klimt, Van Gogh, Kandinsky gibi sanatçıların eserleri de mevcut. Daha çok bilgi için YouTube’daki Belgrad gezi videomuzu izlemelisin.
Pazartesi günleri dışında 10:00-18:00 saatleri arasında gezilebilen müzenin giriş ücreti kişi başı 250 Rsd. (Rsd = Sırbistan Dinarı)

Yemek molası: To Je To!

Müzenin ardından tabiki çok yorulduk, acıktık dostum. Gelmeden listeye aldığımız restoranlardan To Je To’da cevapcici yiyeceğiz. İnegöl köftesine benzeyen bu lezzet, büyük bir pide içinde geliyor, yanında soğan ve kaymak da var. Ne oldu anlatırken canın çekti dimi 🙂 Burası çok salaş, köftenin lezzetiyle damak çatlatan, yedim içtim şükür dedirten cinsten bir restoran. Çok açsanız 200 gr sipariş verin derim.  Fiyatlar uygun, porsiyonlar büyük. Köfteler videoda, video youtube’da, artık söylememe gerek yok biliyorsunuz 🙂
(Adres:  Bulevar despota Stefana 21, Beograd 11000, Sırbistan)

Skadarlija

Paris’in Montmartre’ına benzeyen bu bohem yere ilk geldiğimizde (2015 ‘de) çok ama çok beğenmiştik, ve ara sokakları gezerken keşfetmiştik. Yaz olduğu için çok canlı kıpır kıpırdı. Bu gezimizde kış olduğundan daha sakindi ve daha akşam olmamış restoranlar dolmamıştı. Burada geleneksel müzikli restoranlar, sanat galerileri, Arnavut kaldırımlı yollar var… Yani masalsı bir diyar sanki…Yerel lezzetleri tadabileceğiniz, Sırp müzikleriyle hop oturup hop kalkacağınız bir mahalle…Keyfini çıkartın.
***Bu arada Arnavut kaldırımlı yolda Aras’ın arabasını sürmek çok ama çok zor oldu.

Gidin siz yine bebekle de gidin, ama en azından bebeğinizi kanguru ile taşıyın araba boş gitsin yani ya da o arabada karpuz taşıyın siz bilirsiniz. Bizden söylemesi ☺

Aviator Kafe

Birinci gün bitiyor, kış olduğu için hava erken karardı. Gelmeden hazırladığımız bu sefer Mert’in kahve listesinden bir mekana doğru yollanıyoruz. Aviator kafe’de sigara içilmeyen köşeye kurulup, kış aylarının üzerimize bindirdiği yüklerden kurtulmamız 10 dakika sürüyor ☺

Ne o diyeceksiniz; bizim atkılar, bere, eldiven; Aras’ın ikinci kat pantolonu, paltosu, atkısı, beresi ayy anlatırken yoruldum ☺ Şaka bir yana bebekle kışın seyahat bir tık daha zor, çok kıyafet var. Neyse ben capuccino içiyorum, Mert ise cortado 🙂 Biraz dinlendik, biraz da Aras ile kucakta zıplama oyununu oynadık. Buradan çıkınca da Knez Mihailova’daki avmden bir şeyler alıp, dolandık. (A: 59a, 11000, Gundulićev venac, Beograd, Sırbistan)

Belgrad’a gitmeden önce bilmeniz gereken bazı hayati konulara buradaki yazıda değindik. Mutlaka göz atın.

İkinci Gün

Aziz Sava Katedrali

Bugün de bir önceki gün kadar hava güzel, güneşli. Kahvaltımızı yaptıktan sonra, vakit kazanmak adına taksiye atlayıp Aziz Sava’ya geldik. (Kaldığımız yerden burası 380 Rsd tuttu) Cidden ilk bakışta büyüklüğü ile büyüleyici ve şehrin simge yapılarından. Hala onarım vardı, alt katı gezebildik.

Bu arada videoda var zaten ama anlatmazsam olmaz. Ne oldu yine Buket dediğinizi duyar gibiyim 🙂 Fermuarı açık kalan bel çantamdan belli bir miktar Euro ve Türk lirasını yürütmüş olan arkadaşa buradan sesleniyorum: “Teşekkür ederim sana hırsız kardeş, paraları almış, kimliğimi ve cüzdanımı bir kenara koymuşsun. Allah razı olsun! Bir de kimlik falan uğraştan kurtardın beni.”

Neyse kötü bir tecrübe yaşadık, Aras ile ilgilenirken açık çantadan giden paramla son model spor araba alacak değildim, üzülmeyin.

Nikola Tesla Müzesi

Sırp asıllı bilim adamı Nikola Tesla, Sırbistan’ın en önemli kişiliği, dünyanın gördüğü en büyük deha. Günlük hayatımızda kullandığımız kablosuz cihazlar, cep telefonları, radyo, uzaktan kumanda dahil birçok cihazın gerçek mucididir Tesla.

Müzedeki atraksiyonun bol olduğu rehberli tur, gruplar halinde ve belli saatlerde oluyor. Önce Tesla’nın hayatı ve icatları ile ilgili bir film izletiliyor ki; ben Türk turist grubuna denk geldiğim için onlarla Türkçe altyazılı izledim, ardından rehberler deneyler yapıyorlar. Kişi başı 500 Sırp Dinarı ödüyorsunuz. Müzede Tesla’nın kişisel eşyaları da sergileniyor. Gidin görün. Deneyler videoda 🙂

Taş Meydan

Müze sonrası yürüyerek meydana geldik. Büyük bir park ve parkın içinde Aziz Mark Kilisesi binası çok güzel görünüyor. Biz biraz yorulmuşken bir Turkska kafa molası verelim ve Aras’a çorbasını yedirelim dedik ve parkın içindeki kafede oturduk. Çok keyifliydi… Mert’in Turkska kafa yani Türk kahvesi yorumu videoda 🙂

Parlamento Binası

Biz Taş Meydan’daki kahve molamızdan sonra şehri yürüyerek keşfe çıkmışken, Parlamento Binası’nın önünden geçtik. Bu bina Yugoslavya Parlamentosu ve daha sonra Sırbistan ve Karadağ Ulusal Meclis Binası olarak kullanılmış.

Hotel Moskva ve Terazije Meydanı

Bu meydandaki en önemli yapı ise, 1906 yılında inşa edilen ve Albert Einstein, Alfred Hitchcock, Brad Pitt gibi pek çok ünlü ismi ağırlayan Moskva Oteli. Bu otelin kafesi çok ünlü. Bir kafa (kahve) ve pasta keyfi yapabilirsiniz

Manikaftura

Gez göz arpacık derken acıktık. Hava karardı ve otele yakın bir yerde uçağa binmeden yemek yeme kararı almıştık. O zaman ben çoğu yerde okuduğum geleneksel Balkan yemeklerini tadabileceğim Manikaftura’ya gidelim dedim. Burada kaymaklı ayvarlı peynirli bir tabak istedim; Mert ise Ćevapčići söyledi. Mekanın içi çok hoş. Kaymak ve ajvar efsane. Aras da kaymaktan nasibini aldı ☺  

Şimdi arkadaşlar biliyorsunuz, blogun sahibi şahıs kendisi canım eşim olur ki, tüm bu geziyi kayıt altına aldı. Soğuktan elleri dondu adamın, size güzel bir rota çıkarayım, haydi yanında da güzel bir kahve molası verin, geleneksel yemekler yiyin diye, adam kendini heba etti. BİR DE BUNU 10 AYLIK BEBEKLE YAPTI. Eh neyse, bende kendi deneyimlerimi kaleme aldığım için ne ne zaman yapıldı, tarihi nedir kısmında sizi videoya yani Mert’in vloga davet ediyorum. E davete icabet etmemek olmaz. 

Bu gezi bitti, sıra diğerinde ☺

10 YORUMLAR

  1. Yazıdan bazı notlar alabilmek adına(sadece mekan isimleri) copy yapmak istedim ama izin vermiyor. Yardımlaşma konusunda sıkıntılı milletiz vesselam. Hay allam.

    • İsmini not almaya çalıştığınız yerleri gidip görmüş, gördüğünü sizlerle paylaşmış birine “yardımlaşma konusunda sıkıntılı milletiz” diyebildiğiniz için öncelikle sizi tebrik ederim! Siz bence gidip oturduğu yerden seyahat blogları yazanlara söyleyeceğinizi söyleyin…

  2. Çok faydalı bir yazı olmuş. Önümüzdeki yıl Mayıs’ta 8 günlük bir Bosna Hersek – Karadağ – Sırbistan gezisi planladım. Nasip olursa sizin rotanızı da kendime rehber edineceğim. Ellerinize sağlık.

Bir Cevap Yazın