Hatay’ın “kasap” kültürü!

-

Size “kasap nedir?” diye sorsam sanırım “et satılan dükkan” dersiniz. Peki size bu cevabınız Hatay’daki kasaplara yetmez desem, hatta ve hatta “et satmak oradaki kasapların belki ikincil işi” desem!. Yok artık diyenlerinizi duyar gibiyim, uzatmayayım, açıklayayım!

Uzun süredir Hatay’a gidip bir video çekmek istiyordum. Tarih desen binlerce yıllık, kültürel miras desen ülkenin en kozmopolit şehirlerinden biri, yeme-içme desen zaten bu birikimle çıta epey yüksek.  Hal böyle olunca Kasım ayının ilk haftasında Buket ile atladık uçağa ve vardık Hatay’a. 3 gün boyunca Hatay – Antakya’nın gezip görülecek yerlerini gördük ama bu yazımızın konusu bu seyahatim değil, orada ilk defa gördüğüm bir yemek kültürü! (ama ne kültür, neyse birazdan anlatacağım)

Sizi bilemem ama İstanbul’da “kasap” demek, et satın aldığınız dükkan demek. Zaten TDK’da tam olarak “et satılan dükkan” olarak açıklıyor bu ismi. Sizin oralarda nasıldır bilemem ama Hatay’da kasap demek, kesinlikle et satılan dükkandan çok daha fazlası.  Hatay’a en azından bir kere yolu düşenler belki dikkat etmiştir, oralarda her kasabın yanında mutlaka bir tane de fırın varmış. Koskoca Hatay il sınırları içerisinde yanında fırın olmayan kasap var mı diye Google haritalardan biraz bakındım ama hiç denk gelemedim. (evet, bazen böyle gereksiz işlere vakit ayırdığım oluyor)

Oradaki kasapların gözlemlediğim kadarıyla asli görevi et satışından  öte onu müşterilerine o güzelim ürünlerini pişirilmiş halde sunmaları. “O ne demek şimdi?” dediğinizi duyar gibiyim hemen konuyu kafalarda netleştireyim.

Efendim Hatay’da kasaba gidip istediğiniz eti, kebabı veya et ile hazırlanan içlerden yapılacak lahmacunu (veya adını hatırlayamadığım diğer yöresel lezzetlerini) kasabınıza sipariş verebiliyorsunuz. Kasaplarda istediğiniz kebabı, eti sizin için hazırlayıp hemen yanlarındaki fırına (işte neden yan yana olduklarını şimdi anladınız) pişirmeye gönderiyorlar. Siparişleriniz fırından çıktığı gibi kasap evinize kadar getirip sizlere teslim ediyor. Hem de yanında domatesi, lavaşı ve bilimum garnitürü ile.

Bu adet o coğrafyada uzunca süredir varmış. Bir çok kişiden “bu şehirde çalışan kadınlar çok şanslı” gibi bir cümle mutlaka duydum. Evde “bu akşam ne yemek pişirsem?” diye düşünmenize pek gerek yok. Kasabınız sizin için hazırlıyor, pişiriyor ve evinize istediğiniz an servis ediyor!  Muhteşem değil mi? Misafir mi geliyor, yapıştır bir kilo tepsi kebabını ya da 20 tane lahmacunu!

Hatay’da kasapta hazırlattığınz kebaplar fırında pişti 🙂

Açıkçası kasapların bu hizmeti beni oldukça şaşırttı! Bunu öğrendikten sonra hemen telefonu çıkarıp, acaba bu şehirde online yemek servisleri hizmet veriyor mudur diye. Yemek kültürlerinde bolca et bulunan, hatta etin en güzeli ile hazırlanan yemeklere alışmış bir damağa, günümüzde iyice vasıfsız olmaya başlamış fast food yemekleri kolay kolay yediremezsiniz. (Eklemeden geçemeyeceğim, Hatay’da yarım kilo anahtar teslim tepsi kebabı fiyatına burada içi boş pizza yiyebiliyoruz!) Bir tanesi var ama diğerlerinden emin olamadım. 

Hatay, nevi şahsına münhasır bir şehir. Türkiye’nin veya dünyanın hangi şehrine gidersek gidelim, o şehri hep bildiğimiz bir yerlere benzetme huyuna sahip biri olarak Hatay’ı çok ayrı bir yere koymaya karar verdim. 3 gün boyunca gördüklerimiz, duyduklarımız bizi çok etkiledi, inanıyorum ki videoyu izlediğiniz zaman siz de epey keyifle izleyeceksiniz.

Hatay videosu bu yazıyı kaleme aldığım zamanda hala montaj aşamasında olduğu için şu an sizlere link veremiyorum ama Youtube kanalımı takibe alıp bildirimleri açarsanız videodan ilk siz haberdar olabilirsiniz. 

Bir Cevap Yazın